Oysaki çok değil daha birkaç ay öncesinde büyük bir aşkla ve heyecanla hayata merhaba demişler ve yine büyük bir sevda ile bağlanmışlardı hayata. Kendilerini sımsıkı tutan dalların ucundan gülümsüyorlardı hayata ve tabiattaki aşkı tamamlamak adına bütün güzelliklerini cömertçe sergiliyorlardı. Ya şimdi… Bir hazan vurgunu yemiş ve belki de yüreklerindeki sevdayı arkalarında bırakarak gelecek yarınlar için toprağa düşüyorlardı. Her aşkın sonunda, düşen bir yaprak misali ayrılık vardı. Öyle ya kavuşamamak demiştik aşkın adına.
Mademki kavuşamamaktı bunun adı, mademki acının eş anlamlısıydı, nedendi insanların aşk oduna yıllar yılı yandığı? Ve yine nedendi insanların çoğu zaman kaybolacaklarını bile bile bu girdaba sürüklendiği?
Sarıkamış, Dergah, Son Cemrem kitaplarının yazarı Hamdi Ülker’in yeni romanı yeni baskısı ile…