Müslümanlarla Ermenilerin siyasî anlamda karşılaşmaları Vİİ. yüzyılın ilk yarısına tesadüf ederken, Müslüman Türklerle münasebetlerinin yoğun hal alması daha çok Selçuklular dönemine rastlamaktadır. Türklerin Müslüman olmalarından kısa bir süre sonra Anadolu’da Müslüman Türkler tarafından kurulan Islâm hâkimiyetine paralel olarak, söz konusu münasebetlerin arttığını söylememiz mümkündür. Bu münasebetlerin sadece siyasî sahaya münhasır kalmadığını, belki kısmen de olsa sosyo-kültürel alana da sirayet ettiğini ayrıca ifade edebiliriz.
Vâkıa Xİ. yüzyıldan itibaren sıklaşan münasebetler Ermenilerin bazen çeşitli etnik kimliğe sahip Hıristiyan askerlerle birlikte Türklere karşı, bazen de kendi dindaşları olan Rumların uyguladığı dinî, siyasî ve iktisadî baskılar üzerine, Türklerle birlikte Hıristiyan dünyaya karşı olmuştur. Xİ. yüzyıldan sonra Selçuklularla yoğun münâsebete giren Ermenilerle Bizanslı Ermeniler arasında Ermeni yazarlarca da sık sık ifade edildiği üzere, dinî, kültürel ve hukukî büyük farklılıklar görülmeye başlamıştır. Böylece Ermeniler bir taraftan Islamiyet'in diğer taraftan da Türklüğün fethedilen yerlerde gayr-i müslimlere uyguladığı serbestiyet ve adaletten faydalanma imkânı bulmuşlardır. Osmanlıların ilk zamanlarında Müslüman olmayanlara karşı uygulanan bu siyaset, XİV. ve özellikle XV. yüzyıldan itibaren verilen bazı imtiyâzlarla özellikle Ermeniler lehine gelişmeye, genişlemeye başlamıştır.