Bir iki bira yuvarladıktan sonra Cezmi, Arif’i çözmüştü: Mutsuzdu ve hayatını değiştirmek istediği bir dönemden geçiyordu.
Elini Arif’in omzuna atarak, “Bak koçum,” dedi. “Şu hayatta bâki olan tek şey mutsuzluk… Parasız ve mutsuz olacağına, paralı ve mutsuz ol daha iyi!”
Küçük saadetler, bir türlü doymayan arzular, şehrin evleri, pencereleri, masaları. Yanıp sönen cigaralar.
Hiç bitmeyen pazarlıklar. Üç adamın konuştukça çoğalan ve ufalan hayatları.
Emrah Polat, suyun akışını, Ankara’yı, bir gecenin ortasını anlatıyor.
Yüzler, zamanın seslerinin, merhametsizliğin, acımışlığın romanı. “Cümle hal, insan halidir.”