Don Kişot İlkesi
Yolculuğa Övgü, Filozofların Karnı, Bir Putun Alacakaranlığı kitaplarıyla tanıdığımız Fransız filozof Michel Onfray, Gerçekleşmeyen Gerçeklik adlı kitabında, Cervantes’in Don Quixote’sinden hareketle “Donkişotluk” kavramı üzerine düşünüyor.
Onfray; paranoyak, kötü niyetli, saldırgan, her an değişebilir, inkârcı bir kişiyi olumlu bir örneğe, hatta yel değirmenleriyle savaşan yiğit bir şövalyeye, gerçek bir kahramana dönüştüren tuhaf bir simya olarak nitelendirdiği “Donkişotluk” ile Cervantes’in yarattığı kahraman arasındaki anlam kaymasından hareketle, gerçekleşmeyen gerçekliğin romanın yazarları, kahramanları ve okurları tarafından nasıl farklı şekillerde ele alındığını, gerçeklik zemininin ve algılanışının nasıl değiştiğini inceliyor.
“Don Kişot dünyayı dile getiren fikrin dünyadan daha gerçek olduğunu düşünen simgesel bir Platoncu olarak ortaya çıkmaktadır. Gezgin şövalye devler görürken, Sanço Panza bunların değirmen olduklarını söyleyecektir ama Don Kişot burada kendi gördüğünün, görünen şeyden daha doğru olduğunu söylemekte ısrar edecektir. Özetle, Cervantes’in kahramanının deliliği şu tür bir düşünme biçiminden kaynaklanmaktadır: Kendi fikrinin, gerçekliğin gösterdiğinden daha gerçek olduğuna inanmak —Thales’in başlattığı soydan gelen Batılı düşünürün sık sık yakalandığı işte bu hastalıktır…”
MICHEL ONFRAY