“Sana sevmeyi öğretemeyecek kadar güçsüz ve küçüğüm demiştim,” dediğim tek şey bu olmuştu. O kadar kısık çıkmıştı ki sesim. Söylediklerimi zihnim belirlemiyordu sanki.
“Senin güçsüz ve küçük bir kız çocuğu dediğinin bana sevmeyi öğretmeye gücü varmış demek ki, şimdi de benim o küçük kızı sevmeye ve O’nu büyütmeye ihtiyacım var. Benim sana ve senin gülüşüne ihtiyacım var güzelim.”
“Küçük kız nefes alamıyor Poyraz, boğuluyor, bitiyor, yenik hissediyor.”
“Küçük kız önemsiz bir kabus görüyor güzelim, zamanla uyanacak ve tüm acıları yok olacak.”