Bundan yüz on yıl önce İstanbul’da bulunan ve ressamının tespit edilemediği bir tabloda, üzerinde bir masal kitabı duran ahşap bir masaya oturmuş altı kişinin bir nesneye ya da bir şeylere bakarken çıldırdığı an resmedilmiştir. Resme bir kez bakanın ömür boyu büyülü bir baş dönmesiyle yaşadığı rivayet edilir. Bu roman, bu tablonun ve tablonun içindeki masal kitabının romanıdır. Yanan bir orman evinde bulunan bu tablonun adı çok sonraları tespit edilmiştir: Kızılağaçlar Cinayeti. Güzel kokan, iyi insanların var olduğunu sanıp bazen düşünüyoruz ya, nereye gitti bu iyi insanlar diye, aslında nasıl oldu da inanabildik bu yalana diye düşünüyorum yıllardır. İyi insanların var olduğuna kimler inandırdı acaba bizi. İnsanları tanımadan, görmeden ve bilmeden geçirdiğimiz onca yılda sanki kocaman bir hacimsizliğin içindeydik, zamanla onları tanıdıkça, bu dünyada iyi insanların hiç var olmadığına ve olamayacağına inandım ben. Bir yere gitmediler iyi insanlar, çünkü zaten hiç var olmadılar.