Muhasebe deyince ilk akla gelen rakam ve kayıt olgusudur. Halbuki, muhasebe kavramı ve tarihi: insanlığın var oluşuna kadar dayanan, bir toplumun kültürü doğrultusunda şekillenen, o rakam ve kayıt olgusuyla kişisel ve toplumsal ilişkileri düzenleyen, etkinliğine göre günümüzde uygulandığı toplumu veya ülkeyi küresel ekonomide ilerleten veya batıran sosyal bir bilimdir.
Basitçe ifade edilecek olursa, muhasebe: insanoğlunun bir muhakeme ve hesaplaşma aracıdır. İnsanoğlu kendi gündelik hayatında dahi devamlı bir hesaplaşma içindedir. İnsanoğlu yaptığı çoğu davranışın muhakemesini veya günlük yaptığı harcamaların hesabını yaparak, cebinin veya hayatının muhasebesini yapar. O zaman her insan bir muhasebecidir, denebilir mi? Günümüzde muhasebe bir bilim dalı olarak kabul edilmekte ise: kendi muhasebesini yapan her insan bir bilim adamı mıdır?
Bilim bu kadar basit ve böyle bir şeyde mümkün olamayacağına göre: o zaman muhasebe bilimini kişisel ve günlük hayat muhasebesinden ayıran önemli noktalar var demektir. Bu noktaların başında belgelendirme ilkesi gelmektedir. Çünkü: Muhasebe bilimi: ilk adımını belgeler ile atar. Yani muhasebe biliminde basit bir kayıt yapabilmek için, mutlaka yazılı bir kanıtın olması gerekmekte ve bu yazılı kanıtın (belgenin) geçerliliği ise ilgili ülke kanunlarınca kabul edilmesi gerekmektedir.