Bir filozof, bir sufi, bir gazeteci, bir edebiyatçı... Ahmet Behcet, Mısır'ın kendi dönemine hikmetle bakan gözü, muhabbet deryasına dalmış sufisi, toplumun dertlerine devalar arayan tabibi, çareler bulma gayretindeki eczacısı. Ruhunu Allah'ın kelamından ve Rasul'ün (s.a.s.) hayatından nasibine düşenlerle besleyen, ufku geniş, kalemini yıllarca döneminin edebiyat ustalarının dizi dibinde yontarak kıvama getiren bir bilge kişilik... Dünya bir sandık gibiydi onun için ruhun ufuklarından bakınca ve bu yüzden "Sunduku'd-Dunya" adlı gazete köşesinden sesleniyordu okurlarına.Kahire gazeteleri ve televizyonları "Ahmet Behcet, sandığın kapısını açtı."diye verdiler vefat haberini. O, öte aleme göçtü, ama bütün diğer ustalar gibi edebiyattan, sanattan, hikmetten payına düşenleri ardına bıraktı eserleri aracılığıyla. Bu kitap, Ahmet Behcet'in hayatı, şahsiyeti, edebi kişiliği ve eserleri hakkında bilgileri, geriye bıraktığı ışıltılı eserleri olan Mesrur ve Makrur adlı romanının şekil ve içerik açısından incelenerek Modern Arap Edebiyatında din edebiyat etkileşimi bağlamında değerlendirilmesini ve romanın tam metni ile tercümesini içermektedir.