Yirminci yüzyılın önde gelen filozoflarından ve Yeni Kantçı akımın başlıca temsilcilerinden Ernst Cassirer’in felsefi bir monografi niteliğindeki Kant’ın Yaşamı ve Öğretisi tam anlamıyla klasikleşmiş bir yapıt. İlk baskısının üstünden yüz yıla yakın bir süre geçmiş olmasına rağmen, bugün de Kant felsefesi üstüne yazılmış en nitelikli ve kapsamlı kitaplar arasında baş sıralarda yer alıyor.
Cassirer, Kant’ın on ciltlik toplu eserlerini (1912-1923) “aydınlatıcı ve bütünleyici” bir kitap olarak tasarladığı bu çalışmada, Kant’ın eserlerini sistematik ve kronolojik biçimde konumlandırıyor. Filozofun yaşamının ve düşüncesinin birbirini belirlediği bir “yaşam biçimi” ve “öğreti biçimi” içinde biyografik ayrıntılarda kaybolmadan felsefi bir Kant portresi çiziyor.
“Kant’ta ‘öğreti biçimi’ (Lehreform) ve ‘yaşam biçi-mi’ (Lebensform) arasındaki ilişki, yaşam biçiminin doğruca öğreti biçimi için taşıyıcı olduğu edilgin bir kap olarak asla kavranamaz. Kant’ın kişiliğinde, Goethe’nin kuşkusuz doğru saptamış olduğu gibi, yaşamını boyunduruğu altına sokacağı hiçbir ‘doğru’ya yer yoktur. Tam tersine Kant’ın kişiliğinde ‘düşünce’ ve ‘yaşam’ arasında özel bir ilişki vardır. Düşünce yaşamdan elde edilir ve aynı anda yaşamı biçimler.”
– Ernst Cassirer