İkinci Dünya Savaşı sonrası Sovyetler Birliği’nde babasız evler, kendilerini büyüten çocuklar, yoksulluk ve açlıkla mücadele eden anneler, yerle bir edilmiş ahlaki değerler, insan ilişkilerindeki derin boşluk… Keçiyi Beklerken’in iki çocuk kahramanı böyle bir coğrafyada yersizliğe, yurtsuzluğa, şiddete ve sınıf ayrımına direnen iki kardeştir. Daha iyi bir yaşam arayışının yıkımla son bulacağından habersiz otoriteye baş kaldırırlar. Dubrovin’in bu trajik hikâyesi Galina Yurkova yönetmenliğinde Frantsuz (1988) adıyla sinemaya uyarlandı.