Çöp poşetlerinin yanında duran bu ayakkabılar, huzurevine düştüğü gecenin sabahında uyanıp da tavanı tanımaya çalışan ihtiyar gibi duruyordu. Orada; hiç alışık olmadığı buzdan duvarların örgülediği koridorun en kuytusunda Adı: Suskun... Toparlak burnuna, yere yakın ökçesine, gösterişsiz hâline ne de yakışmıştı: Suskun Ayakkabıların karşısında durup onlara gurbete çıkacak insanın gözlerine bakar gibi eğri bakan Sırrı Efendi Sabaha kadar uyuyamayan, yatağında bir sağa bir sola dönen ama bir türlü zihnindeki sorulardan kurtulamayan yılların emektar ayakkabı tamircisi
Sade bir dil ve akıcı bir üslupla Murat Kayanın kaleminden birbirinden güzel hikâyeler