Bektaşiler, Tahtacılar, Kızılbaşlar
Alevi tarihi ve kültürü ağırlıkla sözlü geleneğe dayanmaktadır. Bu anlaşılabilir bir durumdur. Bırakın yakın dönemleri, 16. yüzyılda bile Alevilikle ilgili kaynakların toplatılıp imha edilmesine ilişkin Osmanlı yöneticilerinin hüküm ve fermanları vardır. Ayrıca bu topluma karşı yüzyıllar boyunca sürdürülen katliamlarla birlikte yazılı kaynak ve belgelerin yok edildiğini de düşünürsek, kuşaktan kuşağa aktarılan sözlü gelenekle birlikte geçmişte Batılı bilim adamları tarafından Alevi-Bektaşî toplumu üzerine yapılmış çalışmaların gün ışığına çıkartılması büyük önem taşımaktadır. Bu gerçeklikler dikkate alındığında önemli bir tarihsel mirasın temsilcisi ve taşıyıcısı olarak Alevi-Bektaşî toplumunun tarihi ve kültürünün toplumsal bilince taşınması ve yeterince anlaşılması için bu alanda yapılmış her türden bilimsel çalışmalara, araştırma ve incelemelere çokça gereksinim duyulduğu açıktır. Bu konuyla ilgili 19. yüzyılda Alman bilim insanlarının yaptığı çalışmaların bir bölümünü araştırmacı-yazar İlhami Yazgan yoğun emek gerektiren bir çabayla derlemiş ve çevrisini yaparak yayına hazırlamıştır. Bu emek ve çabasının anlamı büyüktür. Önemli bir boşluğu dolduracak bu çalışmanın gerektiği gibi anlaşılıp değerlendirilmesi umuduyla.....
Ali Haydar Avcı