Ülkemizde dile getirilmese de kamu özel sektör iş birliği küreselleşmenin ve neoliberal uygulamaların “yeni kamu yönetimi” adı altında sunulan ve sermayenin yeniden kredilendirilmesine imkân tanıyan bir oluşumdur. Ülkelerin alt yapı ve kalkınma ihtiyaçlarına yönelik parasal yoksunluğundan faydalanılarak ülkelerin hizmet sektörleri ve temel alt yapı hizmetlerinin küresel sermayenin eline geçmesine katkı sağlamaktadır. Bu açıdan çok eleştirilmektedir.
Diğer taraftan alt yapı eksikliği Türkiye’nin de önünde duran temel bir problemdir. Bu durum mevcut iktidar tarafından temel kriterlere bile bakılmaksızın başlangıçta uygulanan vahşi özelleştirmeler, daha sonrasında ise bu özelleştirmelerin yeni bir şekli olan kamu özel sektör iş birliğinin pervasızca uygulanmasına bahane yaratmıştır. Kamu özel sektör iş birliği, Türkiye'de; Kanal İstanbul, Osmangazi Köprüsü, Çanakkale Köprüsü, İstanbul Havalimanı gibi projeler gündem olduğunda bir kesim tarafından sonuna kadar savunmak ya da karşı taraf açısından sonuna kadar muhalefet etmek için kullanılan bir yöntem olmaktan ileri gidememiştir. Oysa ülkemizde yüz milyarlarca dolarlık proje bedeline ulaşan bu yöntem dünyada uygulanmış ve hâlen tartışılarak geliştirilmeye çalışılan bir bilimsel veri tabanına sahiptir. Ülkemizin alt yapı ihtiyaçları bilime dayalı bir yöntemle çözülebilir. Yazarın doktora tezinden türetilen bu çalışmanın amacı, kamu özel sektör iş birliği projelerinin tasarlanmasında bilimsel bir yöntem sunmaktır. Bu amaçla dünya uygulamaları incelenmiş ve Türkiye gerçekleri göz önüne alınarak bir model yaratılmaya çalışılmıştır.