Geçmişten günümüze birçok örgüt rekabete bağlı olarak değişmek ve yeniliklere açık olmak zorunda kalmıştır. Yeniliklere ve değişimlere direnç göstermiş olan örgütler kaybetmeye mahkûmdur. Yönetimde yeni gelişmeleri takip etmeleri ve ayak uydurmaları için araştırma yapmaları, değişimi kabul etmeleri ve uygulamaya geçmeleri gerekir. İşletmelerin etkileşimde olduğu iç ve dış çevrelerin faaliyetleri yenilik süreçlerini harekete geçiren bir faktördür. Bu nedenle ekonomik, politik ve sosyal alanlarda düzenlemeler gerektirmektedir. Rekabet olduğu sürece farklı olanın öne çıkacağı günümüz iş dünyasında; yönetimde verimlilik esas alınarak, yeni çıkan sistemlere uyum sağlanması gerekmektedir. Üstünlük sağlamak için çözüm üretme noktasında işletme içinde gelişim sağlarken bazen de çözümü dışarda arayabilmektedir.
Kurum içi ve kurumlar arası rekabetin artması, yönetimde meydana gelen boşluklar, çalışanların süreçlerle nasıl başa çıkacağını bilemeyen çalışanlara rehber olacak yöneticilerin azlığı, koçluğa olan talebin artmasına yol açmıştır.
Yönetimde uygulanan yeni yaklaşım “koçluk” yaklaşımıdır.
İşletmelerde bu yöntem hem çalışanlara hem yöneticilere uygulanmaktadır. Koçluk kalıcı bir destek hizmeti olarak görülmektedir. Yöneticiler ve çalışanların arasındaki bağı sağlamlaştıracak, geleneksel yapının dışına çıkararak verimliliğin daha artacağı bir düzeye kavuşturacaktır.
Bugün birçok büyük işletme kurum içi koçluk hizmeti almaktadır. İşletmelerde yeni sistem olarak tanımlayabileceğimiz koçluk nasıl bir sistemdir? İşletmeler koçluk sistemine nasıl yaklaşıyor ve koçluk alan işletmeler nasıl uygulamaktadır? Koçluk yaklaşımının yönetici ve çalışanlar üzerindeki etkisi ne kadardır? Bu kitap sadece işletmelerde değil bireysel olarak kişinin kendi kendine koçluk yapmayı öğrenebileceği keyifli bir kitaptır.
(Bütüne katkı olması niyetiyle…)