Konut sektöründe uzunca bir süredir yadırgatıcı, hatta garip sayılabilecek gelişmeler yaşanıyor. Sektörü inşaatçılardan çok maliyeciler, bankacılar yönetiyor; zehirli atık, hava kabarcığı, şişman kedi gibi birtakım yeni kavramlar konut kredilerine ilişkin çözümlemelerle birlikte kullanılıyor; halen sürmekte olan küresel iktisadi ve mali bunalımın sorumlusu olarak, ABD'deki eşik altı konut kredileri, yani bir anlamda konut sektörü gösteriliyor. İşin ilginç yanı, 1997 yılındaki Asya Krizinin de konuttan kaynaklanmış olması. Yani konut sektörü neredeyse on yılda bir dünyanın bir bölgesinde ya da dünya genelinde büyük bir bunalım yaratıyor. Konut sektörü bir şekilde kapitalizmin yeni baronları tarafından, sermayenin kuralsızlaştırılmış finansallaşmasına kurban seçilmiş durumda.
Bu kitap, halen yaşanmakta olan küresel bunalımda konut sektörünün nasıl kullanıldığına; Türkiye'de konutun önemine, kentsel rantların ortaya çıkışına, kamu kesiminin bu rantlardan pay almak için kullandığı bugünkü araçların yetersizliğine ve Dikmen Vadisi Projesi deneyiminden hareketle kentsel dönüşüm projeleri bağlamında halkın ve belediyelerin nasıl örgütlenmeleri gerektiğine ilişkin bir çalışmadır.