Hacı Ağa her zamanki gibi bastonunu vura vura bahçenin etrafında bir tur döndü. Her şeyi keskin gözleriyle süzdükten ve ev halkını bir güzel azarladıktan sonra yataktan ince devetüyü abasını aldı ve sallana sallana uzun ve karanlık holü geçip taşlığa ulaştı. Sonra doğruca holün karşısına gidip sedirdeki mindere oturdu. Boğazını temizledi ve abasının eteğini dizlerine çekti. Şalvarının geniş paçası ile kirli ayakkabıları arasında kalan kıllı ve tombul ayak bilekleri bir süre abasının kumaşı altında kayboldu. Taşlık sulanıp temizlenmişti ama komşuları havuzda biriken balçığı sokaktan geçen kanala boşalttıkları için taşlığın içi ağır bir kokuyla dolmuştu...