19. yüzyılın kendine özgü bilgini ve sanat hamisi Konrad Fiedler’in bağımsız bir figüratif sanat kuramı geliştirmek yolunda attığı ilk adım olan bu çalışma “saf görülebilirlik” anlayışıyla sonuçlanacaktır. Görsel algı, düşünce ve dilden kurtarılacak, sanat kendine özgü araçlarla incelenebilecekti.
“Sanatçı açısından dünya sadece görünüşlerden ibarettir; sanatçı dünyaya bütün olarak yaklaşır ve bir görsel bütün olarak onu yeniden yaratmaya çabalar.”
“Kişi çoğunlukla sanat eserini yaratıcısının amacına göre anlamaya çalışmak yerine, öznel biçimde değerlendirir.”
“Bir sanat eserini sadece konusuna göre yargılamak kesinlikle hatalı sonuçlara yol açar. Büyük bir sanatçının en sıradan konulara indiğine, önemsiz bir sanatçının da en yüce konulara ulaştığına şahit oluruz.”