Kanun koyucu, önemine ve kendine has özelliklerine binaen ticari satımları adi satımlardan ayırma ihtiyacı hissetmiş ve mehaz İsviçre Borçlar Kanunu'na da paralel olarak, gerek 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 212. maddesinde, gerekse daha önce yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 187. ve 188. hükümlerinde ticari satımlara özel kurallar ihdas etmiştir.
Müspet zarar ve müspet zararın hesabı konusu doktrinde çok az incelenmiştir. Oysa uygulamada bu alanda pek çok sorunlar yaşanmakta ve bu sorunlar yargıya intikal etmektedir. Özellikle müspet zarar - menfi zarar ayırımının yeterince anlaşılamaması, hangi zararların müspet hangilerinin menfi zarar kalemi olduğunun ve ne zaman müspet ne zaman menfi zararların talep edilebileceğinin tam olarak bilinmemesi sebebiyle çok ciddi hak kayıpları ile de karşılaşılmaktadır.
Kitap; gerek doktrin gerekse uygulamada karşılaşılan boşluğu bir nebze olsun doldurabilmek ve karşılaşılan sorunlara ışık tutabilmek amacıyla kaleme alınmıştır.