Türk Roman ve Öyküsünde Deliler ve Delilik
Türk edebiyatındaki delileri ve delilik dilini işleyen bir “ilk” kitap. Delilik çerçevesinde metinleri birbirinden ayıran şey, delinin ve deliliğin nasıl ve niçin kurulduğudur: Modern bilinçlilik düzlemi üzerinde kurulan çatışmalı, mağdur, ütopik veya asi bireysel bir yapı olarak mı? İnsanın korkularını ve merakını arkasına alan gotik veya fantastik bir metin olarak mı? Kültürün bakış açılarını ve değerlerini mistik bağlamda temsil eden bir figür olarak mı? İnsanın kırılganlığının, incinmişliğinin, naifliğinin nasıl dayanılmaz bir acıya dönüştüğünü gösteren bir dil olarak mı? Deliliğin halüsinasyonları ve hezeyanları anlatılabilir mi? Sözsel ve davranışsal bazı göstergeler, delilik dilinin çözümlenmesi için yeterli olabilir mi? Delilik öykülerindeki tahkiyeye ve söyleme, normallerin dünyasındaki kronoloji ve semiyoloji ile yaklaşılabilir mi? Yoksa her metindeki deli ve delilik söylemi, kendiliğinden, yazanın/anlatanın yani normalin bakış açısıyla, niyetiyle, yazarlık kaygılarıyla mı ilişkilidir?