Belki de başka hiçbir eleştirel nitelik “ironi” kadar ele alınmamıştır ve günümüzde ironi o kadar çok farklı anlam taşımaya başladı ki artık kendi başına neredeyse hiçbir şey ifade etmiyor. Wayne C. Booth kitabında belli başlı ironileri nasıl birbirimize ilettiğimizi ve genelde neden bu iletişimde başarısız olduğumuzu inceleyerek ortaya çıkan bütün karışıklıkları anlaşılır hâle getirmiştir. Bir okur ya da dinleyici kendisinin “açık” ve “görünen” anlamını reddetmesini gerektiren türde bir cümleyi nasıl tanır? Ya bir okur “kelimelerin söylediğini” reddetme ve “yazarın kastettiği”ni yeniden kurgulamanın tehlikeli ve canlandırıcı yoluna bir kez çıktıktan sonra nerede duracağını nereden anlar?
Kitabın ilk ve en uzun bölümünde Booth “kararlı ironi” olarak adlandırdığı, açık seçik retoriksel tasarılarla yapılan ironi türüyle ilgili eserleri ele alıyor. Ardından tasarlanan kararsızlıklara, yorumlamaya direnen ve sonuçta Romantik dönemden beri eleştiride takıntı hâline gelen “sınırsız mutlak olumsuzluklar”a neden olan ironilere dönüyor.
Profesör Booth ironik bir şekilde, kavranılamazın kavranamayacağının her zaman farkındadır. Ancak Samuel Beckett gibi kararsız ironistleri yakından inceleyerek anlamsızlıkla ilgili en azından ortak klişelerimizin gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor. Sonuç olarak, Platon’un yardımıyla her iddianın ironi ruhuyla dipten oyulabileceği ile ilgili uzlaşıma kapalı her iddiayı tehdit eden çarpık paradoksları açıklıyor.
“Bu kitap türsel ve retoriksel araçlarla ilgili tartışmalar için bir dönüm noktası olarak yıllarca hizmet verecektir.” –Library Journal
“İroninin Retoriği bildiğim kadarıyla ironiyle ilgili en iyi kitaptır… Bence bu kitap gerçek edebiyat okuru ve edebiyat öğretmenlerinin hemen dikkatini çekip gelecekte de okunmaya ve değer görmeye devam edecek”.
– George P. Elliott, Syracuse University