Sekmeler-III, “historia in nuce” (bir bardak suda fırtına koparmak) kastıyla yazılmış yazılardan oluşan Seke Seke Ben Geldim dizisinin üçüncü kitabı. M. Kayahan Özgül, “herkesin, kocaman kocaman meselelerle boğuşurken ara yerde çiğneyip geçtiği, toz duman arasında fark edemediği, fark etse de burun kıvırıp umursamadığı, umursayacak olsa bile, pek kısa düşeceği için yazmaya gelmediğini düşündüğü konulara el uzatıyor” yine. Yazar, “Bazen bir saksağana benzediğimi düşünüyorum; renkli, parlak, garip ne bulsa yuvasına taşıyan bir saksağan…” diyor bu yazıları yönlendiren merakı açıklamak için. Sekmeler-III’te de renkli, parlak ve garip ayrıntıların üzerine gidilerek geliştirilmiş yazılar var. Her biri, tarihin içinde yuvarlanan bir kartopu; belgelerle, kurulan bağlarla, atıflarla büyütülmüş sıkı bir bilgi toplamı.
Nâmık Kemal’in hicivle tırnaklarını parlatan kedisi, Büyük İskender’in farklı kültürlerde farklı biçimlerde belirişi, Abdülhak Hâmid’in “manzum senet”i, halk şiirinin entelektüel zevki, Mustafa Fazıl Paşa’nın “Encümen-i Ülfet”i, şairlerin poetik oyunları, Sait Faik’in aşkları, modern “Encümen-i Şuarâlar”, Ali Ekrem’in kızı Selma Ekrem’in anıları, “şakrak romanlar”, şair Nigâr Hanım, çalınıp yurtdışına satılan yazma eserler, Süleyman Nazif’ten Tevfik Fikret’e mektuplar, “Yedi Meş’ale”nin kayıp halkası, Nurullah Ataç’ın Türkçülüğü, Cumhuriyet’in ilk yıllarında yayımlanan öğrenci dergileri, hece şiirinin temsilcileri, Türk edebiyatında mitoloji ilgisi, bu toplamdan sadece birkaçı.
Öncekiler gibi “hurde-bînâne nazar”la küçük şeyler üzerine eğilen Seke Seke Ben Geldim Sekmeler-III de meraklı okuru kışkırtacak bir kitap.