Yanılmakla tehdit edilip bu sebeple ürkenlerden başka
kimse konuşmasa keşke.
Hakikati örtmenin bedelini
bisiklet tamircileri bile öğrense.
Kendimizden hıncımızı bir türlü alamazken, mümkün mü aynı anda kendimize şefkatlice yaklaşmak? Bu şiirler, yalnız güneşli öğleden sonraları için değil, fırtına öncesi, fırtına sonrası anımsamadığımız her an için yazıldı. Aynı yere bakarken görüp de söylemediklerimiz… Pişmanlığı ve öfkeyi bilgelikle savdı.
Koçer Avcı’nın şiirinden yükselen acı haykırışlara muzipçe gülüşler eşlik ediyor. Dünya denen yerde artık bulunmayan bir âşık olmak nasıl, bu şiirlerde dile geliyor:
Biliyorum aşkla savunduğum şeylerin bana ilgisi yok
geçip gidiyor yağmur, yere düşüyor meyve.
Hep övmek isterdim onları anlama şansım olsa
oysa eksik olan benim ve hep kapalı perde.