Düş mü? Yük mü? Söz mü?
Tüketicilerin sadece ürün almakla kalmayıp ürünlerin ilettiği yaşam tarzlarını, hikâyeleri, deneyimleri ve duyguları da satın aldıkları vurgulanmaktadır. Bu yönüyle çeyizin anlamının kuşaklar arası dönüşümü pazarlama bilimi için hizmet, ürün ve tüketici kimliklerini saptama konusunda önemlidir. İster yadigâr olsun ister statü ürünü olsun günümüzde çeyiz ürünlerinin güncel ihtiyaca göre yorumlanabildiği, “Do it yourself!” motivasyonu ile yeniden üretilebileceği gerçeği yeni araştırmalar için de kaynak niteliğindedir.
Tarihsel sürecinde de hem ülkeler hem de dinler ötesi bağ yaratmış çok evrensel bir olgu olan çeyiz sadece oyalı tülbentler, patikler, havlular değildir. Çeyizde bir ülkenin geçirdiği değişim, kuşakların birbirine geçişi, geçerken dönüşmesi, dönüşürken yeniden üretilmesi görülebilmektedir. Bir sandık içerisinde birkaç kuşağın bilgi ve becerisi, bu kuşakların nelere tanık olup esinlendiği, neleri gelecek kuşaklara hediye etmek istediği, el emeği üzerinden varoluşu, biricikliği, sanat ve refah seviyesini aynı anda görebilmekteyiz. Bu, çeyizin sihirli tarafını oluşturmakta; sandığın kapağı aralandığında âdeta bir zaman tünelinin kapısı açılmaktadır…
Yakınlaşır ruhlar, sandık kapanır
Dün, ana karışır. . .