Ortadoğu’nun ve Avrasya’nın sömürgeleştirilmesi bir bakıma dünyanın bir bütün olarak sömürgeleştirilmesi ile eş anlamlıdır. Jeopolitik güçlerin egemenlik alanına dönüşen, dünyanın en önemli enerji yataklarına sahip olan, silah ticaretinin merkez üssü haline gelen, uluslararası küresel tekeller için ucuz iş gücü merkezi olarak görülen bu iki bölgenin kapitalizmin küresel sömürgecilik sistemine dâhil edilmesi, aynı zamanda, dünya kapitalist sisteminin geleceği bakımından oldukça önemli görülmektedir. Bu nedenle, uluslar arası ilişkilerin can damarı olan Avrasya ve Büyük Ortadoğu üzerinde bir kapitalist gücün, tek başına egemenlik kurabilmesi söz konusu değildir. Dünyanın en büyük askeri gücüne sahip ABD dâhil olmak üzere, küresel sistemin bütün baş aktörleri bu gerçeği kabul etmiş durumdadırlar. Bu nedenle dünya nüfusunun ve enerji yataklarının nerdeyse üçte ikisine sahip olan bu bölgelerin küresel sömürgecilik sistemi içerisine çekilmesi için, büyük küresel kapitalist güçleri arasında ‘tek bir strateji’ oluşturulmaya çalışılmaktadır.