Fenomenoloji, gizli olanın gizemini kaldırarak, o şeyi kendisine kendisi olarak doğrudan gösteren bir yöntemse, Heidegger’in ontolojiye geçiş yolu olarak kullandığı bu yol, bir tür yorumlama yöntemidir. Heidegger, böylece, felsefeye devrimsel yaklaşımıyla ontolojinin peşine düştüğünü bizlere gösterir. Heidegger için felsefe, dış dünyanın varolup olmadığı ya da insan gibi etrafta görülenlerin robot olup olmadıklarıyla ilgili veya öte dünyaya ilişkin spekülasyonlarda bulunan bir alan değil, tersine yorumlamayla günlük ortalama varoluşundaki insan egsiztansının betimlenmesiyle başlar. İnsan, günlük yaşayıştan çıkarılan bir takım ortak yapıların peşinde koşan bir varlıktır; bunlara örnek olarak merak, endişe, kaygı, vb. verilebilir.