Onlar için darağacındaki fidanlar dendi, masum gençler dendi... Hiç kimseyi öldürmemiş olmaları ön plana çıkarıldı. Kimileri de lanetle andı onları. Ancak hiçbir biçimde önemleri yadsınmadı.
Ölüm tehdidinden korkmayan, darağacını gericiliğin yargılandığı bir kürsüye dönüştüren tavırları unutulmadı. Onlar devrimci oldukları için asılmışlardı... Sonraki yıllarda yüzlerce, binlerce kez tekrarlanacak infazlardan biriydi ölümleri... Bugün de her devrimcinin kalbinde, parkasıyla, kavruk bakışlarıyla bir suret yaşıyorsa, bu; onların kazandıklarının kanıtıdır.
Ahmet Kahraman, yaşadıklarından, tanıklıklarından, izlenimlerinden yola çıkarak, üzerinden geçen yıllara rağmen gündemde kalmayı sürdüren bir süreci anlatıyor..