Osmanlı Devleti’nin son yılları, imparatorluk bünyesindeki gayr-i Müslim veya Müslim halk gruplarının ulusal bağımsızlık hareketlerine sahne olur. İlk olarak Balkan yarımadasında yaşayan halk gruplarının başlattığı bağımsızlık mücadeleleri, giderek imparatorluğun siyasal birliğini ve bağımsızlığını tehdit etmeye başlar. Osmanlı Devleti’nin elinde kalan son Balkan topraklarının yitirilme olasılığı, devlet yönetiminin büyük güçlerin müdahalelerine karşı koymaktan aciz olması ve “medeni” dünyadan uzaklaştırılma tehlikesi, Osmanlılar açısından bir “Balkan meselesi”nin ortaya çıkmasını sağlar. Balkanlardaki gelişmelerden hem ideolojik, hem de örgütsel düzeyde etkilenen İttihatçılar, 1908 yılında başlattıkları devrim süreci ile “vatan”ın parçalanmasını önlemek ve devlete eski saygınlığını kazandırmak isterler. Ancak “hürriyetin ilanı”ndan sonra yeşeren umutlar, kısa süre sonra yerini eski çatışmalara ve ulusal mücadelelere bırakır. Bu süreçte Balkan meselesi, hem İttihatçı kadroları, hem de Osmanlı kamuoyunu radikalleştirir ve onları gayrimüslimlere ve büyük devletlere karşı tepkiselliğe yöneltir. Bu kitap, Osmanlıcılığın Türkçülüğe evriminde, Türk ulusal kimliğinin biçimlenmesinde ve Müslüman-Türklerin siyasallaşmasında Balkan meselesinin oynadığı rolü, dönemin kaynaklarını temel alarak ortaya koymayı amaçlamaktadır.