Varoluşçu felsefe ve edebiyat üzerine dokuz eser sahibi emre timur, modern burjuva toplumlarının sormaktan kaçındığı o tehlikeli soruyu kazıyor; neden yaşıyorum ve benim ödevim ne?
Ödev, öznenin soru sorma becerisinin neşet ettiği ilk günler kişiye musallat olur ve bilinç dışına itilir. Devamlı cızırtı yapan bir radyo yayını gibi, bir parazit gibi beyni, kalbi kemirir durur. Mekanik bedenle yaşayan otomatik robotlar mıyız yoksa ötelere talip bir anlam arayışı mıyız? Anlam… onun peşindekiler yaşar, diğerleri yalnızca hayatta kalır. İşte yüz yıllık metropol yabancılaşmamızın kısa özeti budur.
Ödev kendilik mi? Kendim olmak mı ödevim? Hakikatin peşinde koşmak ya da cemiyete faydalı bir fert olmak mı?
Emre timur’un ödev hakkında muhtelif zamanlarda kaleme aldığı denemelerden müteşekkil bu kitap, tehlikeli cevapların ve tehlikeli soruların peşinde.