İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanya’sının Türkiye büyükelçisi Franz von Papen’di. Türkiye Cumhurreisi İsmet İnönü, Başvekil Refik Saydam, Hariciye Vekili (daha sonra Başvekil) Şükrü Saracoğlu, Saracoğlu’ndan sonra görev yapan Hariciye Vekili Numan Menemencioğlu, Türkiye’nin Almanya Büyükelçisi Hüsrev Gerede, Franz von Papen’in başlıca muhataplarıydılar. Onlar Avrupa’yı Atlas Okyanusu kıyılarından, Ural Dağlarına kadar istila eden Nazi selini Türkiye’den uzak tutmaya çalışıyorlar, Franz von Papen de Türkiye’nin Nazi Almanya’sı yanında saf tutması için çaba harcıyordu. Papen’in bu temel görevinin yanı sıra yaptığı şeyler de vardı: Anadolu Ajansında çalışan Türk vatandaşı Yahudilerin işten çıkarılmalarını sağlıyor, Türkiye vatandaşı Yahudilerin resmi görevlere alınmaması ve Nazi rejiminden kaçarak Türkiye’ye sığınan ve esas olarak üniversitelerde görevlendirilen Yahudi ve Alman sığınmacıların işlerinden çıkarılmaları için girişimlerde bulunuyordu. Almanya Büyükelçisi von Papen’e 24 Şubat 1942’de Ankara’da bir suikast girişiminde bulunuldu. Sabah saat on civarında Papen ve eşi Atatürk Bulvarında yürürken yakınlarında patlayan bomba her ikisini de yere yıktı. Suikastçının bombayı erken ateşlemesi kendisinin parçalanmasına, Papen’in kurtulmasına yol açmıştı. Polisin suikastı hazırlayanları bulmak için takip ettiği izler İstanbul’daki Sovyet Konsolosluğuna ulaşıyordu. Öte yandan Papen’in büyükelçilik döneminin belki de en önemli olayı bir casusluk meselesiydi. İngiltere’nin Türkiye Büyükelçisi Hughe Knatchbull-Hugessen’in Kosova kökenli uşağı Elyeza Bazna bu olayın kahramanıydı ve von Papen kimliğini gizlemek için ona Çiçero adını vermişti. Çiçero Almanlara kısa sürede dört yüzden fazla gizli belge aktardı, bunun karşılığında da 300 bin Sterlin aldı. Ne var ki Almanlar ödemenin yarısını hakiki banknotlarla, yarısını ise kendi bastıkları sahte banknotlarla yapmıştı. Savaştan sonra Elyaza Bazna Federal Almanya’ya karşı bir tazminat davası açtıysa da sahte banknotlarını tazmin etmeyi başaramadı. Reiner Möckelmann ekonomi, filoloji ve sosyoloji eğitimi gördü. Bir Alman diplomatı olarak Ankara, Belgrad, Lima, Moskova ve Viyana büyükelçiliklerinde görev yaptı. 2003-2006 arasında Almanya’nın İstanbul başkonsolosuydu. Emekliliğinden sonra Almanya’nın Nazi geçmişi üzerinde çalışmaya ve kitaplar yazmaya başladı. 2016’da İkinci Vatan Türkiye; Ernst Reuter’in Ankara Yılları başlıklı kitabı yayınlandı.