Demokrasi, düşünce ve ifade özgürlüğü, dinsel hoşgörü, bireysel ve kolektif haklar, ırk ve cinsiyet eşitliği gibi değerler, BM İnsan Hakları Beyannamesinden bu yana bütün dünyadaki siyasi ve hukuki repertuara girmiş bulunuyor. Oysa günümüzde anayasaları şekillendiren bu ilkeler bir zamanlar kabul edilmesi hayli güç, radikal fikirlerdi! Tarihin bir yerinde köklü bir “zihin devrimi”nin yaşandığını hatırlatan dünyaca ünlü felsefe tarihçisi Jonathan Israel, Radikal Aydınlanma ve Modern Demokrasinin Kökenleri: Zihin Devrimi adlı bu çalışmada “radikal Aydınlanma” diye bir kavramı bize hediye ediyor. Yazar, “radikal Aydınlanma”yı, “ılımlı Aydınlanma”dan ayrıştıran fikirlerin felsefi köklerini diller, kültürler, coğrafyalar arasında dolaşarak inceliyor. Jonathan Israel’in bu kışkırtıcı ve bilgi dolu çalışması, Voltaire, Diderot, d’Alembert ve Rousseau gibi Fransız Aydınlanmasının öncü figürleriyle yetinmeyip Spinoza, Smith, Paine, Kant gibi İngiliz, İskoç, Felemenk, Alman ve Amerikan Aydınlanmasına da yer veren, ezberleri bozan bir eser...