İsmaililer Serisi - 1
Gerçeği öğrenmeye hazır mısınız?
İftiranın kor demirleriyle dövülüp...
Nefretin soğuk suyunda yıkanmış…
Ve...
Adı kirletilmiş bir adam!
Rüzgârın savurduğu kum tanelerinde acımasız dillere düşen...
Öfkenin ruhu arsız sarmaşık gibi sardığı, sahte sözlerin büyüttüğü, korkunun ete sindiği...
Ve...
Yalanın gerçeği yendiği zamanlar!
Oysa...
Yağ gibidir hakikat!
Suyun içindedir de dağılmaz.
Bir gün her şey bilinir olur!
“Onlar yürüdükçe yer sallanıyor; bak, gök yere düşse askerlerim mızraklarıyla tutarlar; bu güçle beni yenecek kimse var mı, ha? “
SULTAN ALPARSLAN
“Hele bir denesin, bu devleti onun başına yıkarım. Devlet benim!”
NİZAMÜLMÜLK
“Zamanın rüzgârları serttir. “
KİYA BUZURG UMİD
“Benim sultanım Karahan Hükümdarı Nasr!”
YUSUF HARZEMİ
“Sonrası yaşayacağındır, senin kaderindir…”
EBRAL
“Gözlerime bak ihtiyar, Tanrı’nın benimle ilgili çok büyük planları var…”
KILIÇARSLAN
“Günahkâr, hepiniz günahkârsınız!”
GAZZALİ
“Akıl Tanrı’dan fışkırmıştır”
ABDULMELİK BİN ATTAŞ
“İnsanın kökleri topraktadır, ama gözü hep yüksektedir.”
EBU MANSUR NİZAR
“Ben Tanrı değilim! O affeder, ben değil!”
SHOLEH
“İnsanlara önyargıyla yaklaşmayız, diğerleri gibi.”
HALİFE MUSTENSİR
“Devlet içinde devlet ha?”
SULTAN MELİKŞAH
“Ben bir şair değilim, bir ilim adamıyım, bir matematikçi!”
ÖMER HAYYAM
“Bu devlet yok Vezir! Türk Devleti! Selçuklu bir Türk Devleti’dir, Türk!”
TERKEN HATUN
“Eğer bir davan yoksa hayatının da bir anlamı yoktur...”
HASAN SABBAH