“Toplumunuzdaki her şey erkekler tarafından yapılıyor sanki. Endüstri, sanat, yönetim, hükümet, kararlar. Bütün yaşamınız boyunca da babanızın ve kocanızın adını taşıyorsunuz. Erkekler okula gidiyorlar, siz gitmiyorsunuz; hepsi öğretmen, yargıç, polis, hükümet üyesi oluyorlar, değil mi? Neden her şeyi denetlemelerine izin veriyorsunuz? Neden istediğinizi yapmıyorsunuz?”
Ursula K. LeGuin, Mülksüzler
Toplumsal cinsiyet rolleri gündelik hayatımızı belirlediği kadar hayallerimizi, ütopik evrenlerimizi, hatta cinsiyet rollerinden azade kurguladığımız toplumsal yapı taslaklarını belirleyecek kadar güçlü ve içselleştirilmiş olabilir mi? Ütopyanın Kadınları, Kadınların Ütopyası, bu soruya yanıt ararken, farklı bir sistem kurgusunun ilk örneklerinin görüldüğü Antik Yunan’dan günümüze kadar, ütopyaların toplumsal cinsiyet çerçevesinde ne şekilde yapılandıklarını inceleyen önemli bir çalışma.