Anne ve babasını küçük yaşta kaybeden Heidi, Alpler’in yüksek bir tepesinde yaşayan, insanların yaklaşmaktan çekindiği huysuz dedesine bırakılır. Küçük kız etrafında gördüğü her şeye hayranlık duyar. Gün doğumu, yıldızlar, yüksekten uçan kuşlar, keçiler… Peter’le keçileri otlatmaya gidip farklı çiçekler keşfetmek, büyükanneyi ziyaret edip onunla konuşmak en büyük mutluluğudur artık. Ancak gün gelir, Heidi Frankfurt’a gitmek zorunda kalır…
Heidi, Johanna Spyri’nin hem çocuklar hem de yetişkinler için araladığı olağanüstü bir dünya. Karşılıksız sevmeyi bilen, kendinden çok başkalarını düşünen, kalbini doğanın zenginliklerine açıp orada sonsuz mutluluğu bulan Heidi, çocuk kalbiyle herkese büyük dersler veriyor.