Sınıflı devletli sistemin kuruluş tarihinden bu yana ezilen halklar ve inançlar için açılan cehennem kapıları bir daha hiç kapanmamıştır. Dolayısıyla söz konusu bu cehennemi yaşam, çağlar boyu derinleşerek varlığı devam etmiş….Bağlı olarak bu kitapta söz konusu edilen Ezidiler, Süryaniler, Çerkezler, Pontuslar ve daha nice diğer halklar ve inançlar gün gelip bu mevcut egemenlik aygıtları tarafından hep ezilmeğe, sürülmeye ve yok edilmeye maruz bırakılmışlardır. Ne yazık ki mevcut hiyerarşik, sömürgeci, baskıcı diktatörlük sistemleri var olduğu surece de kendine tabi olmayan ezilen halklar ve sınıfları benzeri katliam ve soykırımların bekleyeceği bilinen bir gerçekliktir.Özellikle bu aylarda İsrail’in Ortadoğu Gazze’de Filistin halklarına uygulamış olduğu devlet terörü, bu mevcut endişelerimizi bir kez daha doğrulamaktadır. Elinizdeki değerli ve başarılı çalışmadan da değinildiği gibi, günümüzde giderek derinleşen Üçüncü̈ Dünya Savaşı’nda asıl hedefin Ortadoğu coğrafyası ve buralarda yaşayan mazlum halklar olacaktır.Oysa tarihsel süreçlerden ders alarak geleceği örmek için bu coğrafyada muktedirlerin değil, halkların çıkarına olan onurlu bir barışın tesis edilmesi şarttır. Bu nedenle Ortadoğu’da, Kafkasya’da, Afrika’da yaşayan halkların ve çeşitli inanç mensuplarına büyük sorumluluklar ve görevler düşmektedir. İşte elinizdeki bu çalışma böylesi tarihsel ve evrensel mesajları içermesi bakımından oldukça değerli bir çalışmadır.
