Kuşkusuz ki herhangi bir kulun atalarının yaşadığı dinin, o kulun sürdürmeye çabaladığı dinsel yaşantı üzerinde büyük etkisi vardır, fakat buna rağmen herhangi bir kulun, gözünün gördüğünü kalbinin yalanlamayacağı bir yaşantıyı da deneyimlemesi gerekir, şayet gerçekten de yüce Allah’a yakınlaşmayı arzu ediyorsa!
İşte bu meâl, böyle bir yaşantının hayat nizâmı hâline gelmesi ile ortaya çıkmış bir çalışmadır ve konusu hâlis dinin diğer kullara aktarılması olan böyle işlerde ne kadar titiz olunması gerektiğinin farkındalığı ile kaleme alınmış bir metindir. Bu meâl, mü’minlerin emiri Hz.Ali’nin, “Olanlar için O’na hamd eder, olacaklar için O’ndan yardım dileriz. O’ndan bedenler için sıhhât istediğimiz gibi, din işlerinde de sıhhât isteriz…” sözleriyle ifade edilmiş olan duasında ortaya çıkan istenç ile de ilişkilidir ayrıca!
Evet! O günlerde olduğu gibi bugünlerde de, Rabbimizden hem bedenlerimiz için sıhhât dileriz, hem de din ile ilgili hususlarda sıhhât dileriz…