"Tüm dünya Berlin Duvarı'nın yıkılışını kutluyordu, ben de kutluyordum. Ama bir yandan da olup bitenin bir güç değişimi olduğunu görebiliyordum, kurulu düzen yerle bir oluyordu ve bu kıyım getirecekti; büyük ölçekli kıyımlar."
Leonard Cohen sadece büyük bir sanatçı değildir, aynı zamanda evrensel bir bilinçtir de. Sağduyuludur, hayallerini yitirmemiştir, çok kaygılı, ama bir o kadar da cömerttir. "İnsanlığın kardeşliğini" her şeyden fazla önemser ve herkesi "kırık bir kalple yaşamaya" davet eder.
Jean-Dominique Brierre ve Jacques Vassal, kariyeri boyunca sık sık Leonard Cohen ile buluşmuşlar, onu izlemişlerdir, sonunda onu daha yakından keşfetmeye karar verirler: Tüm eserini; şarkılarını, şiirlerini, romanlarını mercek altına yatıracak ve kamuya, dinleyicilerine, okurlarına söylediklerini kapsayacak bir çalışma yaparlar. Böylece onun yoksunluklardan, arzulardan ve özlemlerden, çaresi olmayan kayıplardan, aydınlanma sıçrayışlarından, kendi içine kapandığı dönemlerinden ve aşkı kavrayıp anlatışından oluşan karmaşık kişiliğini gözlerimizin önüne sererler.
Babasının ölümüyle yaralanmış küçük çocuktan kendini başkalarının yerine koymasını öğrenmiş "yaşlı bilge"ye, Dance Me To The End Of Love, Suzanne ve The Future şarkılarının yazarının tüm yönlerini bu kitapta görebilirsiniz.
Bu eserin tamamında Cohen'in sesini dinleriz. Bu, First We Take Manhattan şarkısında olduğu gibi, "göklerden gelen bir işaretin rehberlik ettiği" sestir.
"Mevcut tek zafer, kalbin intikama, umutsuzluğa ve nefrete karşı kazandığı zaferdir."