Kıyı boyunca sıralanan yapıların konumu, mimarisi...
Tanıklık ettikleri önemli olaylarla Boğaziçi’nin renkli panoraması...
Osmanlı Dönemi’nde Boğaziçi’nde köy yerleşimleri vardı ancak bunların, kent merkeziyle bağlantıları uzun bir dönem zayıf kaldı. 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar Boğaziçi köyleri arasında denizden ulaşım da yoktu. Boğaz’da yalnız saltanat ve balıkçı kayıkları görülürdü. 1843 yılında Sultan Abdülmecit, Dolmabahçe Sarayı’nı inşa ettirdikten sonra Osmanlı devlet adamlarının neredeyse tümü Boğaz kıyılarında yalı yaptırmaya yöneldi. 1850’li yıllarda ise Şirket-i Hayriye’nin kurulmasıyla Boğaziçi’nin kaderi değişti. Boğaz köyleri arasında düzenli seferler yapılmaya başlandı. İstanbul halkı denizle tanıştı. Bu dönemde Osmanlı yalı mimarisinin de en güzel örnekleri görülmeye başladı. Günümüzde Boğaziçi’nde 600 civarında yalı bulunuyor. Bunların 320’si Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun denetiminde. Rumeli Yakası’nda 1782’de inşa edilmiş olan Emirgân Şerifler Yalısı ile Anadolu Yakası’nda 1697’de yaptırılan Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı, Boğaziçi’nin ayakta kalan en eski yapıları…
Araştırmacı Mimar Turan Akıncı bu kitapta, Boğaziçi’ni yerleşim ve ulaşım açısından ele alırken aynı zamanda, başta yalılar olmak üzere Boğaz kıyılarında yer alan önemli tarihi yapıları, mimarileri ve tanıklık ettikleri önemli olaylarla birlikte anlatıyor.