Bu kitapta incelenen 19. yüzyıl sosyologları, kapitalizmin üretim ve yaşam organizasyonunun uzun bir geçiş döneminden sonra artık tüm çıplaklığıyla yaşanmaya başlandığı Batı toplumlarında insan-toplum ilişkisini inceleyen büyük düşünürlerdir. Bu ilişkiyi çok yönlü düşünsel ve maddi değişkenleri, etkileşimleriyle adeta bir keşfetme heyecanıyla incelerken, bizi içinde yaşadığımız toplumda da bu heyecana katarlar. 19. yüzyıl sosyologlarının ortak temel özelliği, toplum teorisi kurmadaki farklı çıkış noktalarına, farklı yöntemsel yaklaşımlarına ve farklı pratik amaçlarına rağmen, birey-toplum etkileşimini toplam bütünlüğü içinde anlamaya çalışmak istemeleridir. Hepsini yönlendiren ortak pratik sorun, değişiminin yasalarını veya kurallılıklarını kavramak, toplumun ve insanın yeni durumunu yakın veya uzak geleceğe dönük olarak anlamlandırmaktadır.