Tanpınar’ın Romanlarında Aşk ve Kadın
Tanpınar’ın romanlarında aşk ve yaratıcı yazıyı iç içe geçiren düşünceye göre bir sanat eseri ortaya koyabilmek sadece aşkla mümkündür. Ancak bu işlevini yerine getirebilmesi için ayrılıkla sonuçlanması gerekir. Tıpkı Orpheus efsanesinde olduğu gibi... Her sanat eserinin özünde Orpheus efsanesinin yattığını söyleyen Tanpınar da romanlarındaki aşk ilişkilerini kurgularken aynı mekanizmayı işletir. Erkek engellerle mücadele etmek yerine yarı yolda sevdiği kadından kopmayı, yani karanlığa bakmayı seçer ve bu “lezzetli acı”yı bir sanat eserine dönüştürmeye koyulur.
Bu yüzden Tanpınar’ın romanlarında sevilen kadınlara hiçbir zaman ulaşılamaz.
"Orpheus’un Şarkısı", Tanpınar’ın romanlarındaki Eurydike’lere odaklanarak yazarın aşk ve sanat arasında kurduğu ilişkiyi ortaya çıkarmayı amaçlıyor.
“Tanpınar’ın aşk ve kadın üzerine günlük, mektup ve denemelerinde dile getirdiği düşüncelerini romanlarında nasıl işlediği sorusuyla yola çıkmıştım. Okumalarımın beni getirdiği nokta, Tanpınar’ın aşk ve yaratıcı yazı arasında kurduğu ilişkiyi romanlarına da aynı şekilde aktardığını görmek oldu. Tanpınar, romanlarının eksenine koyduğu kadınları erkeğin yazma kapasitesini açığa çıkaracak bir aşk deneyimi için yaratmıştı.”