Allah Resulü’ne (a.s.m) yapılan saldırılar ve suikastlar yalnızca tarihi bilgi olarak değil ona karşı duyulan, kin, nefret ve öfkeyi göstermesi açısından da oldukça önemlidir. Asr-ı Saadette meydana gelen olaylar araştırıldığında açıkça görüldüğü gibi ona sadece Mekkeli müşrikler değil, hak ve hakikate düşman olan herkes kızıyor, kin ve nefret duyuyordu. İslam’ın yayılması ile maddi manevi çıkarlarını kaybedeceklerini düşünenler öfkeden yerinde duramıyor, Efendimize zarar vermek için ellerinden gelen her türlü kötülüğe başvuruyorlardı. Aradan yüzyıllar geçtiği halde Efendimize ve İslam’a duyulan bu kızgınlık hiç azalmadı. Her asırda ona hakaret etmeye cüret edenler olduğu gibi, şahsına ve hadislerine saldırarak getirdiği davete savaş açanlar eksik olmadı. Onun tüm insanlığa örnek olan yaşantısı, sözleri, hal ve hareketlerini saptırarark onu yanlız tanıtmak sureti ile mahkum etmek isteyenler, bunun için özel eğitim alanlar, ömürlerini bu yola adyanlar iyi bilmelidir ki yaptıkları bu modern suikast girişimleriyle Efendimize zarar vermiyor, bilakis kendilerinin de parçası olduğu insanlığın huzur ve mutluluğunu yok ediyorlar.