İnsanın insanlaşma sürecini izlediğimizde, ilk ipuçlarını efsanelerde buluruz. "Tarih Sümerde Başlar" söylemi bu işin abecesi gibidir neredeyse.
Gilgameş, bu dönemin en ünlü kahramanlarındandır. Onun Enkudi ile olan maceraları, insan kimliğinin de macerasıdır. Doğu'da gerçek masaldır, masal da gerçek. Efsane yaşamı anlatır, yaşam efsaneleşir. Canlı, cansız tüm varlıklar dile gelir ve yaşamı bir yönünden aktarır. Bu aktarma, yaşamı biçimler ve masal dünyasından gerçeğin dünyasına dönüştürür. Tarihin ilk kahramanı olarak bilinen Gılgameş ve arkadaş olduğu Enkudi, birbirini tamamlayan ve birbirinin içinde olan, insan özelliklerini vurgulayan, yaşama yerleştiren, olmazsa olmaz kılan davranışları tanımlayan öncüler olarak gözükür bizlere. "Gılgameş" bu anlamda, okunması, bilinmesi gereken bir yapıttır. İbrahim Ülger'in yoğun bir emek ürünü olan bu çalışması, yeni çalışmalara da kaynaklık edecektir. İnsanlığın tarihi, aynı zamanda emeğin de tarihi değil midir?
Kötüden ayrılıp iyiye doğru dönüşecek bir dünyanın varlığı, emek ağırlıklı çalışmaların ve araştırmaların sonucunda gerçekleşecektir.
"Gılgameş", bunun da simgesidir.