Kutsanmış Bir Aşkın Büyülü Romanı
Hayatın, gerçek anlamıyla kurgulanan bir şey olmadığını öğrenmek çok sıkıcıydı. Bu sıkıcılığı yaşıyordum. Küçük not defterinin sayfalarını çevirdikçe, sanki bir alın yazısı diğer sayfaya geçiyordu. Onu okuyabilmek için geride okunmamış kaç sayfa bıraktığımı saymıyordum. Ne zaman öğrenecektim? Var olmak ve yaşamanın, dip notu olmayan bir alıntıdan ibaret olduğunu itiraf ediyorum ki hiç bilmiyordum. "Neden ben?" sorusunun karşılığı, "Neden sen değil?" olarak karşıma çıkıyordu. Çıldıracak gibi oluyordum. Bu ikilem içinde bilmediğim bir yere doğru sürükleniyordum. Bunu engelleyemiyordum. Çünkü yaşananların gerçek karşılığını bulamadığım gibi, duyduklarımı ve gördüklerimi anlamlandırmakta da yetersiz kalıyordum.