Mustafa Irgat'ın şiiri kendi kendisine tırmanan bir sarmaşık. Ses ile susku, harf ile hece, anlamile ezgi arası kronik bir med-cezir çalışması. Ne zaman nerede başladığı bilinmiyor. Bitip bitmeyeceği de. Bu "ilk kitabı" ondan sökerek aldık. Tadımlık TEMSİL EDİLEMEYEN'E Soluğunu aileden birinin soluğunda duyduydu, anısı ten kimya ve katran safra meleği uç-uç; günü toz içre kaydırılan toprak tabut, yönü havzapol yerine geçmiş kuyruklu bir külyıldız estikçe denizi yağan revnağa, yürü ya kulu'm. Arzuuuuuuuu tüneli açıkken çünkü, kurum es'inde birbirini kesenlerden aslına dönemiyordu ülkem. Ve yazıklanmanın kamburu karşı kıyıda kalmıştı; sırtından dolunay bir sırt izleniyordu fazladan. Beynin sessiz bir bölgesinin adı sanki ayna, katı bir tabaka, kendini dümdüz aşırtmış sayıyla kendimize gelelim diye, yüz yüze.
"Hem ölümlülük ölümsüzlük söz konusu mu hâlâ?" (1991/93)