Son Ses, Son Nefes, Selahattin Enis’in 1937-42 yılları arasında kaleme aldığı 35 öyküyü bir araya getiriyor. Okuduğunuz zaman, neredeyse her birinin bir ölümle başladığını yahut bittiğini görecek, hayret edeceksiniz. Selahattin Enis baktığı her yerde ölüm görüyor, hayat verdiği her karaktere ölümlerden ölüm seçiyor.
“Küçüğün ölümü pek ani ve sessiz olmuştu. Hiçbir baygınlık geçirmemişti. Hatta odayı dolduran ışığı görmek ihtiyacıyla –genellikle birçok ölülerde olduğu gibi– gözlerini son haddine kadar bile açmamıştı. Son nefesini, âdeta soluk alıp verir gibi yorgun ve çırpınmadan vermişti. Onun için küçüğün başucunda oturan baba hiçbir şeyin farkında olmamıştı. Küçüğün ayaklarını tutan anne, üşüdüğünü düşünerek onun minimini ayaklarını biraz ısıtmak ihtiyacıyla avucu içinde tutuyordu.”