Anthony Burgess’ın 1961’de Joseph Kell müstear adıyla yayımladığı Bir Elin Sesi Var, Soğuk Savaş’ın tam ortasında kalan Britanya’da yaşanan hızlı değişim dönemine denk gelmiştir. Romanın başlığı Malay dilinde “karşılıksız aşk” anlamına gelen bir atasözüdür. Bu “karşılıksız aşk” tüketim kisvesi altında karşımıza çıkar. Oyunu kuralına göre oynayıp parayla sahip olabileceğiniz her şeyi satın alsanız da, bir “karşılık” elde edemezsiniz…
Tıpkı “fotoğraf makinesi beyni”yle kazandığı bir TV yarışması sayesinde servete kavuşan Howard gibi… Modern hayatın entelektüel ve sanatsal değerleri hakir gören materyalizmine öfke duyan Howard, dünyanın çürümüşlüğünü bizzat uğradığı bir hakaret olarak algılamaktadır. Romanın anlatıcısı olan karısı Janet ise eğitimsiz ve sığ bir kadındır. Hayatını reklamlar, kadın dergileri ve televizyon belirler. Televizyonun amaç ve değerden yoksun hayatlara işaret eden bir metafor olarak kullanılması ise Jerzy Kosinski’nin unutulmaz yapıtı Being There’i önceler.
ANTHONY BURGESS (1917-1993): Asıl adı John Anthony Burgess Wilson olan İngiliz romancı ve eleştirmen, Manchester’da dünyaya geldi. İngiliz edebiyatı eğitimi gördükten sonra Birmingham Üniversitesi’nin açık öğretim bölümünde ders verdi. 1954-59 yılları arasında eğitim görevlisi olarak Malaya ve Borneo’da bulundu; bu dönemde konusu Malaya’da geçen üç roman yazdı. Nüfusu hızla artan bir dünyayı ütopya karşıtı bir yaklaşımla ele aldığı, 1962’de yayımlanan The Wanting Seed (İstekli Tohum) adlı romanını, 1963’te yayımlanan Honey for the Bears (Ayılara Bal) izledi. 1971’de Amerikalı yönetmen Stanley Kubrick tarafından sinemaya uyarlanan A Clockwork Orange (1962; Otomatik Portakal) adlı romanıyla keskin alay gücünü ortaya koydu. Burgess’ın son yapıtları arasında Earthly Powers (1980; Dünyevi Güçler), The End of the World News (1983; Dünya Haberlerinin Sonu), The Kingdom of the Wicked (1985; Kötülerin Krallığı), Any Old Iron (1989; Herhangi Bir Eski Demir) ve A Dead Man in Deptford (1993; Deptford’da Ölü Bir Adam) sayılabilir.