BÜTÜN AŞK HİKÂYELERİ AYNI ŞEKİLDE YAZILMAZ.
BİZİMKİNİN KOPARILMIŞ BÖLÜMLERİ, EKSİK PARAGRAFLARI VE ACI TATLI BİR SONU VAR.
Luna Rexroth içine kapanık ama aynı zamanda herkes tarafından sevilen biriydi.
Tatlıydı.
İlgiliydi.
Yardımseverdi.
Sessizdi.
Sahteydi.
Herkesin sevdiği ve aynı zamanda acıdığı uysal dış görünüşünün altında tam olarak neyi ve kimi istediğini bilen bir kız vardı.
Ona gülmeyi öğreten kişiyi.
Yaşamayı.
Sevmeyi.
Knight Cole herkesin en sevdiği futbol yıldızıydı.
Çok yakışıklıydı.
Atletikti.
Güçlüydü.
Popülerdi.
Yalancıydı.
Bu baş belası şeytan yalnızca bakışlarıyla ayağınızı yerden kesebilirdi ama gözleri yan evde oturan kızdan, yani Luna’dan başkasını
görmüyordu.
Fakat o artık eski Luna değildi. Knight’ın ona kol kanat germesine ihtiyacı kalmamıştı.
Hayat All Saints’in altın çocuğuna çelme taktığında şövalyelerin kahraman olmadığını öğrenmek zorunda kalacaktı.
Bazen en büyük aşk hikâyeleri trajediyle güzelleşirdi.