Kivrim kivrimdir Zerefsan, sessiz sedâsiz akip giderken bereket birakir ardinda. Bir yaninda Amuderya, bir yaninda Sirderya, o ise ortalarinda; çirpinip durur kavusmak için sevdalisina. Bütün nehirlerin tek sevdalisi denizken, onunki çöllerin susuz kumudur. Cennete çevirmeyi dilerken koca çölü, çaresizce yutulup yok olur sari çölün kizgin kumlari arasinda. Sevdalisinin kollarinda eriyip onunla tek beden olmak için yanip tutusan genç bir kizin hasreti vardir onda. Her damlasi özlem, her damlasi ask, her damlasi sehvet olup asarken daglari, ovalari; kendinden geçerek çagildar da çagildar. Onun sesine
kulak veren âsiklar; kavusamadiklari, hasret kaldiklari sevdalilarinin “bana gel” diyen sesini onun çagiltisinda duyar. Kimi de takilip bu sesin pesine, mecnun olup onunla birlikte dag bayir demeden asar.
Asidir Zerefsan; ne güneyindeki Kaskaderya’ya benzer, ne de kuzeyindeki Aral’a. Kendi basina buyruk bir tay gibidir; yola gelmez, zapt edilemez. Costu mu dur durak bilmez, alip götürür önüne ne çikarsa ama gönlü hossa husu ile salinir durur yataginda.