Midilli adası kıyılarında, Akdeniz'in mavi dalgalarıyla kucaklaşan bir kasabada Baba Yakup, karısı ve dört oğluyla birlikte mutlu bir hayat yaşıyordu.
Baba Yakup'un gençlik yılları, sınırlarda savaş ve bin bir serüvenle geçmişti. Yaşlanıp eski gücü kalmayınca çok sevdiği bu kasabaya gelip yerleşmişti.
Oruç, İshak, Hızır ve İlyas adlarında dört oğlu günden güne büyüyorlardı. Dört kardeş için deniz her şey demekti. Sabahın erken saatlerinde hemen kıyıya koşar, yaptıkları küçük oyuncak kayıtları kıyıda yüzdürürlerdi. Daha sonra gemilerini savaş düzenine sokarak bir deniz savaşı yaptırırlardı. Küçük tekneler bu oyunlarda onların gözünde dev birer savaş gemisi olurdu.