Tablolardan arınmış tek duvarımın bitişiğine koyduğum kuru masamın ve yeni aldığım idare lambamın altında yazıyorum seni.
Orta telaşla bekletilmiş bir Tiflis şarabının eşliğinde yazıyorum seni.
Aldığım her yudumda unutanların aksine daha net hatırlıyorum seni.
Kasvetli lambamın gölgesine sığınan birkaç kadın portresi seni andırıyordu, onları tekrar çizer gibi yazıyorum seni.