Erken Büyümek Zorunda Bırakılmış Çocuklar
Eylüle Kadar, Doğu Karadeniz’in denize bakan bir köyünde, kan bağına dayalı akrabası bulunmayan, tek bir hanede babasız büyüyen dört çocuğun en küçüğü olan Sinan’ın, 1972 yılının son çeyreğinde yatılı öğretmen okulunu kazanıp Artvin’e gitmesiyle başlayan hikâyesidir.
Çocukluğunun geçtiği Trabzon’dan sonra, Artvin’de kendini ideolojik fikir hareketlerinin ve öğrenci olaylarının içinde bulan Sinan’ın Çanakkale’ye sürgün edilmesiyle yoğunlaşarak artan zorlu mücadelesi, 12 Eylül 1980 ihtilali sabahına kadar sürer.
Sisteme karşı yürüttükleri kavgada gençlik örgütlerinin sosyal ve siyasal yapılanmalarında yer alan, çocuk denilebilecek yaşlarda girdikleri bu kavgayı sürdürürken çocukluklarını yaşamayan, gençliklerini yaşamayı ise erteleyen, fikir ayrılıkları yüzünden sevdalarını yüreklerine gömüp yaşadıkları kalp acılarını sevdiklerine açıklayamayan nice Sinanlar yer alır “kayıp kuşak” diye de adlandırılan bu kuşakta...
Eylüle Kadar’da, milliyetçilerinin olduğu gibi devrimcilerin de kendi yaşlarına bakmadan ülkeyi yönetmeye talip oldukları, ancak bunu gerçekleştirmek isterken kavgaların silahlı çatışmalara dönüştüğü bir dönemin ve bu döneme adını yazdıran bir kuşağın (yetmiş sekiz kuşağı) hikâyesi anlatılır.